kuruluşu M.Ö 1200’lü yıllara dayanan başkentimiz... Nufusu 1520’lerde 16 bin, 1920’de ise 20 bin iken günümüzde 6 milyonun üzerinde seyretmekte.

ankara'nın kaderi; İstanbul’da kapatılan Mebusan Meclisi’nin Ulus’ta yeniden açılmasıyla değişmiş. Bu tarihten sonra Millî Mücadele’nin merkezi haline gelen Ankara, Anadolu’nun dört bir tarafından kaynak ve göç almaya başlamış, 13 Ekim 1923’te başkent ilan edilmesinden bugune de nüfusu katlanarak artmış.

Başkent ilan edildikten sonra “imkansızı başarma” ve “kendine yetme” temasıyla Cumhuriyet’in prestij projesine dönüşen Ankara; Ulus’tan Çankaya Köşkü’ne doğru uzanan geniş cadde ve yolları, yeni şehri, bahçeli evleri, bakanlıkları, meclisi, lojmanları, parkları, fakülteleri, kültürel alanları ve Ankara çayı kenarına konumlandırılmış orman çiftliği ile planlı ve programlı bir şekilde güney-batı istikametine doğru gelişirken, zamanla Osmanlı’dan kalmalığı temsil eder hale gelen şehrin kuzey-doğu cephesi (Altındağ ilçesi) ve Ankara’nın eski mahalleleri hizmet, inşaat ve ticaret sektörlerinde iş bulma umuduyla Ankara’ya göç eden Anadolu köylülerinin plansız ve programsız yapılaşmasına terk edilmiş. Ankara'yı ortadan ikiye ayıran demiryolunu baz alırsanız kuzey-doğu ve güney-batı ayrımının bugün bile devam ettiğini görür ve hayret edersiniz. bir polatlı'lı olarak sanırım bende bir zamanlar ankara'nın ilçe, polatlı'nın başkent olmasına hep hayret edeceğim :)